anthony burgess, kafasında bir tümör olduğu bilgisini aldığının hemen akabinde oturup yedi tane roman yazmıştı. bu türden bir motivasyona ihtiyacım olup olmadığını bilmiyorum. gerçekten bilmiyorum. belki de biliyorumdur? belki de kendime apır sapır hobiler bulup onların hepsini farazi bir çöp kutusuna atıyorumdur? soru işaretlerinin gelip gelebilecekleri yerlerin tamamına hakim bir beyin kemirgenini girdiği tüm deliklerin dibinde arıyorumdur? tekmilinde hem de?
bu kadar uzun cümleler kurarsan dağılırsın. Ama benim dilbilgisim iyi? kendimi mi tekrar ediyorum? hassiktir mi oradan? nereden? yürüyen merdivene takılı kalmış kırmızı penayı ne zaman unuttuk? noluyo lan? ben sana uzun cümleler kurarsan dağılırsın dememiştim ki ben sana bu kadar uzun paragraflar atarsan dağılırsın demiştim. akışta olmak var ya. hah o akışta olma hissi akış kadar simülatif bir yalan işte. aşk, bilinç akışı, geçip giden günler, dakikalar, elektronik aletler. siktiret.
tehlikeli mi bu? yanlış mı yoksa? karıştı mı yine düşünceler? uzaklaşıyor muyuz? yaklaşıyoruzdur herhalde. hayal kırıklıklarını görebiliyor musun? göremezsin. yanlış yere bakıyorsun. kafanı çevir, en yakınındaki saksının içine sok parmaklarını. ground yourself. this is the massive dizzyness. feelin lonely, not so lonely but for what reason. madness and being crazy are different things. move on.
nereye gideyim diye sordum sana, yine bir parantez açmak lazım herhalde.
take off position:
"ingiliz kültürel çalışmaları'nın popüler kültürün özgürleştirici doğasına ilişkin görüşlerini okuduğumda, gözlerime inanamamıştım. Tam dört yıl önce. Dün gibi hatırlıyorum o anı. Aynı defter, hayatımı karartan orospu çocuğunun evime getirdiği masanın üstünde duruyor. Aynı defter, bana kılavuzluk ediyor. Tam beş yıldır. Bostancı'daki alelade bir kırtasiyeden satın almıştım onu. Dişçiden dönerken. Beş yıldır dişçiye gitmiyor muyum ben? Tesadüfe bak aynı tişört üstümde. Sosyal bilimlerin çelişkilerine küfrediyorum. Başıma geleceklerden en ufak bir haberim (o da ne demekse) yoktu o zamanlar. Okuyodum ben ya! Bu evin balkonundan, molly ve mallory'den de haberdar değildim açıkçası"
safety position:
diplomanda başkasının soyadını görmek istemiyorsan bunu sakın yapma. havlayan köpekleri de siktiret, tren düdüklerini de. ve evet silah seslerini de. mali durumunu düşünme, ne yazacaktım ben roman mıydı öykü müydü? hangi hayatlardı o roman olanlar? alın bunu burdan? aldılar seni oradan. gömü mü bulacağız, bahçede iki ceset var. parmakların mı üşüyor? hayır sobayı yakamazsın. tekrara mı düştün?
hassiktir oradan. başın ağrıyor sadece. ölü fareler görmeyeceksin bu gece. bu koku rutubet sadece. başının arkası mı ağrıyor? git biraz bal ye. yemeyecek misin? sesleri dinle. bir yudum su, yeteri kadar ışık. dramatize etme çabalarının sonuna kadar buradayız.
saatine mi tutundun. aferin sana. rejeneratif halisülasyon görüyor olabilirsin. buradan çıktığında tutuklanabilirsin. ama hayır, sobayı yakmayacaksın. tek başına kalmaktan mı korktun? biraz daha yapsana diyen o orospunun sana sandalye fırlattığını ve bunu gururla anlattığını ne çabuk unuttun? kimler gücenecek şimdi bu yazdıklarına? yeterince uzatırsan kimse okumayabilir ve bir kombo kırıcısı olma yolunda bin adım daha atmış olmanın keyfini çıkarabilirsin. ha meditasyon yapmayı deneyerek yozlaşmış yogiler kervanına da katılabilir, halil cibran'ın ermiş'inde asla ve asla sözü geçmeyen "sponsorlu videographer bir vegan" yalanıyla kendini oyalayabilirsin. Dante okuyalım mı biraz?
noldu kuzum bunalımda mısın? yetmedi mi g kuvveti? senin adına konuşanlar, onlar ki asla senin hakkında karar verme yetkisi olmayanlar, hayal kırıklığına mı uğrattılar seni? satır aralarından seni okuyanlar nerede? burada kimseyi göremiyorum. kafandaki kurbağaları yemedi mi o güzel tavus kuşları? mavi kuş hep mi baygın? atölyeden kaçıp notalara bakmaya gittiğinde ve serdar mine'yi tekmelediğinde ve tekmelemeye devam ettiğinde, tüm linç edilme ihtimallerinin üzerinden geçtiğinde farklı mıydı ayağındaki çoraplar?
neden molly? ulysses
neden mallory? natural born killers
neden naru? aksi halde nora olacaktı
norway of life filmini izledin mi? inception'da en çok ne dikkatini çekti? kitaplığında kaç kitap var? perdeye bakamadığın o an kimin elini tutuyordun? kendine gel. gelmedin mi? konuşma pratiği yap? egzersiz yap? bi uyku merkezine git?
"ama dur bi dinle bak ne diyorum ayşe ablanın eniştesi hastalanmış ona bakmak gerekiyor."
"bak ben bu adamı affettim sen şimdi bana ne yaşadığını anlatmazsan yaptığın telefon konuşmasındakileri tekeer tekeer babana anlatırım"
"neymiş problem ben çok merak ediyorum"
sensin problem. siktirip gitmen gerekiyor. siktir git.