25 Nisan 2013 Perşembe

ben üzerime düşeni yapmalı ve seni parçalarına ayırmalıyım.

yaz bakalım kurtulacak mısın. kurtulamayacaksın. bu yazının burada kalmayacağını biliyoruz ikimiz de. çünkü saklıyorum yaptıklarımı. hem seninkileri hem benimkileri. şimdi diyeceksin ki niye böldün benliğimi.

benim işim bu güzelim. ben yazarım sen okursun. benim yazarken parçaladıklarımı sen bütünlersin. yıllardır
birlikte çalışıyoruz bu uğurda. aslında kötü ve iyi diye ayırmamalıyım benliğini. sen bir bütünsün. ben üzerime düşeni yapmalı ve seni parçalarına ayırmalıyım. ama bunu nasıl yapmam gerektiğini hala bilmiyorum.

belki de benim suçum bu hale gelmen. ama hayır. böyle olamaz. senin parçaların senden koparılmış, uzaklara savrulmuş olsa da yine sende saklı. çünkü içine fırlatıyorum parçalarını. tıpkı bir tecavüzcünün ırzına geçtiği kadına yaptığı gibi.

seni rahatsız etmek için buradayım. uzun lafın kısası senin bir parçan değilim bebeğim. ben başka bir
bilincim. şimdilik rahat bırakıyorum seni.. gelelim asıl konuya...

bir bakalım ne yaptık bugün. kendimizi saldık, kontrolü elimizden bıraktık arzularımız özgürce uçuşsun diye. sonra ne oldu? istenç veya irade, o muhteşem güç bizi en umulmadık anda yarı yolda bıraktı. belki de istenç başkalarını hiçe saymak. belki de irade, bencilliğin kendisi. kısacası şöyle oldu;
-teslimiyet
-terk ediliş
-yıkım
-çay

hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder